Ana içeriğe atla

Çevre Hukuku - Final Olay Çözümü

-Herhangi bir olayın çözümünü yaparken ne olduğunu bilmeniz gereken bir kaç terim var:
(illiyet bağı, kusurlu sorumluluk, kusursuz sorumluluk, haksız fiil, bilinçli ve bilinçsiz taksir )


- Finalde çevre hukukunun temel ilkelerinden entegrasyon ilkesini sormuş. Bence bütte başka bir ilkeyi sorucak. Bu verdiğim linkten diğer ilkelerin özetlerine bakabilirsiniz. : http://plaristokrat.blogspot.com/2016/01/cevre-hukuku-temel-ilkeleri.html


- ÇED ile ilgili bir soru gelebilir ( -ÇED'in çevre hukuku açısından önemi, -çed ve stratejik çed farkı vs.) http://plaristokrat.blogspot.com.tr/2016/01/ced-nedir-stratejik-ced-nedir-ikisinin.html
**********
Bu cevaplar %100 doğru değil ama 70-80 arasında not aldırdığı ispatlanmıştır :)



OLAY: A bahçesinde kurban bayramında kesmek üzere boğa bakıyor, olay yerinden geçmekte olan pitbul sahibi B köpeği elinden kaçırıyor. Köpek A nın bahçesinde bulunan boğayı ürkütüp kaçırıyor. O sırada boğa yoldan geçmekte olan DDT yüklü kamyonu kullanan C nin önüne çıkıyor. C kamyon ile boğaya çarpıyor ve kamyon devriliyor. Kamyondaki DDT yolun kenarında bulunan göle dökülüyor. Olay yerinde yaralanan boğa, sahibi tarafından kesilmek zorunda kalınıyor. Gölde avlanan balıkçılar, çevre gönüllüleri ve balık restoranları gölde yaşayan balıkların ölmesi üzerine dava açıyor.
1- Türk hukuku açısından dava açma ehliyetine göre kişiler arasında açılacak davaları inceleyin(?)
2- Sorumluluk türlerine göre kişileri inceleyiniz.
3- Hakim olsanız ne karar verirdiniz


1- A, boğasını ürküten köpeğin sahibi B ye gerekli önlemleri almadığı gerekçesiyle dava açabilir. Ancak boğanın başka bir kazaya karışarak kazaya sebebiyet vermesinden dolayı doğacak zarar açısından B sorumlu değildir. A boğasını gerekli önlemleri alarak bahçesinde gerekli koşullar altında besliyor olması gerekiyordu. C, önüne çıkan boğanın sahibi A hakkında, gerekli önlemleri almadığı gerekçesiyle dava açabilir.
Balıkçılar, çevre gönüllüleri ve restoran sahipleri mamelek sıfatıyla, tehlikeli madde taşıyan C aleyhine dava açabilir. Ayrıca adına çalıştığı tüzel kişiliğin cezai sorumluluğu yoktur zararın tazmini amacıyla tüzel kişiye karşı dava açılamaz.

2- A kusursuz sorumlu, boğasını gerekli önlemleri almayarak bahçesinde beslediği için. Boğanın kaçarak sebebiyet verebileceği zararları önceden bilemediği için ve yaptıklarında kasıt olmadığı için kusursuz sorumludur.
B, kusurlu sorumludur. Tehlikeli ve beslenmesi yasak olan bir hayvanı beslediği için ortaya çıkabilecek zararları önceden bildiği varsayılır.
C, kusurlu sorumludur. Tehlikeli madde taşıdığının farkında ve yolunda seyrederken yoluna çıkabilecek her tür tehlikeye karşı her an gerekli önlemi alabilecek yeterlilikte olmalıdır.


3- 5199 Sayılı hayvanları koruma kanunun 5. maddesine göre boğa sahibi A, hayvan ve çevre sağlığı açısından gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdür. Zamanında ve yeterli seviyede tedbir alınmamasından kaynaklanan zararları tazmin etmek zorundadırlar. Bahçesinde bağlı bulunmayan ve kaçma potansiyeli olan bir canlının çevreye zarar vermesi muhtemeldir. Bu yüzden 50 lira idari para cezası kesilir. A'nın boğasına kamyon çarptıktan sonra, olay yerinde hayvanı kesmesinden dolayı aynı kanununda 12. maddesi  2. fıkrası uyarınca, hijyen kurallarına, dini hükümlere, çevre temizliğine, usulune uygun olarak ehliyetli kişi tarafından kesilmediğinden dolayı 1250 TL idari para cezası kesilir.

B, 5199 sayılı hayvanları koruma kanunun 14. Maddesine (L) bendine göre, Pitbull  gibi tehlike arz eden hayvanları sahiplenmesi yasaktır. Bunun ihlalinden dolayı 2.500 tl idari para cezası, aynı kanunun 5. maddesi gereği hayvanı sahiplenen kişi, insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdür. Bunun ihlalinden dolayı da 50 TL idari para cezası kesilir.

C, failin dikkat ve özen yükümlüğünü ihlal etmesi sonucunda öngörmediği bir neticenin meydana gelmesinden dolayı çevreyi taksirle kirlettiğine hükmedilir. Türk Ceza Kanunun 182. maddesine göre, İnsan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye
neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya taksirle verilmesine neden olan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Aynı kanunun 181 maddesinin 5. fıkrasına göre, çevreye kalıcı hasar vermiş faaliyeti gerçekleşmesinde etkisi olan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirleri almarına hükmedilir.


4-Mamelek kavramını çevre hukuku açısından ele alınız.
Çevre dar anlamda insanların mülkiyet hakkıyla sahibi olduğu alanları belirtmekte kullandıkları bi terimdir. Bu açıdan insanlar mülkiyet hakkıyla koruma altında bulunan mülklerine gelecek tehditlere karşı dava açabilmekte ve hakklarını bu şekilde koruyabilmektedir. Medeni kanun veya ceza kanununda da görebileceğimiz gibi öncelik insan üzerine odaklanmaktadır. Dava konusu insanın malına gelen zarardan dolayı zararın tazmini amaçlı açılır. Geniş anlamda çevre tüm insanların ortak malı olarak sayılabilecek denizler, göller, ormanlar, ortak yaşam alanları ve doğrudan ya da dolaylı olarak etkisi altında oldukları her tür çevreyi ifade eden kavramdır. Bir kişinin mülkünde tanımlanamayan bir çevreye karşı işlenecek suçlara karşı alınabilecek önlemler açısından illiyet bağı kurulabilmesi ve suçun ortaya çıkabilmesi için failin yanında suçun işlenmesiyle mağdur duruma düşecek bir grubun da olması gerekir. Burada mamelek kavramı çevrenin ortak yararlanlar, doğrudan veya dolaylı olarak o çevre ile bağı olan kişilerin buradan yararlanma haklarıyla bağlantılı olarak kurulur. Somutlaştıracak olursak bir gölden avlanan balıkçılar o göle  zarar veren birine karşı dava açabilmesini mümkün kılar. Amerika'da örnek bir davada da bir ağacın kesilmesi üzerine, bu ağacı görmek için gelebilecek tüm insanların ödeyebilecekleri bedel hesaplanarak, ağacın ömrü boyunca ne kadar bir kaybın ortaya çıktığını bulunmuş ve ağacı kesen kişiye ceza olarak ödetilmiştir. Bu örnekten de anlaşıldığı gibi, çevre tüm insanlığın hakkı olduğu gerekçesiyle çevreye karşı işlenecek suçlar kamu davası özelliği göstermektedir. Suçlu, mağdur ve ortaya çıkan zarar arasında kurulacak illiyet bağında, mamelek kavramı ile suçu işleyene karşı, ortak çevreden yararlanan kişilerce davacı olma hakkı verilmektedir.


5-Entegrasyon ilkesini geniş ve dar olarak tanımlayınız:
Bütünleyicilik ilkesi olarak da adlandırılan entegrasyon ilkesi, 2 başlık altında ele alınabilir. Dış entegrasyon çevre koruma gereklerinin diğer politika alanlarının şekillenmesi ve yürütülmesinde dikkate alınmasını öngörmekte iken, iç entegrasyon bir faaliyetin yalnızca belli bir çevresel öğe üstünde değil bir bütün olarak çevre bağlamında doğuracağı etkilerin göz önünde tutulmasını gerekli kılmaktadır. Dış entegrasyon bu bağlamda, diğer politikaların saptanmasında ve sektörel faaliyetlerin yürütülmesinde çevrenin korunmasının da dikkate alınmasını ve bu politika ve faaliyetlerde (tarım, ticaret, ulaştırma v.s.) çevre politikasıyla ilgili uyumlulaştırma ve değişikliklerin yapılmasını öngörmektedir. İç entegrasyon ise, sadece belli çevresel öğelerin diğer öğelerden yalıtık bir şekilde korunmasını öngören sektörel yaklaşımın terk edilerek, çevrenin bütüncül bir şekilde korunmasını benimseyen bir bütüncül yaklaşımın uygulanmasını gerektirmektedir. 

1980’li ve 1990’lı yıllar boyunca çevre politikalarının esaslı bir değişime uğramasıyla, bu dönemde, çevrenin diğer politika alanlarını etkilediği gibi bu alanların da çevreyi etkilediği fark edilmiş ve daha bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmuştur. Bütünleştirme ilkesi olarak da ifade edilen entegrasyon ilkesi bu dönemde önem kazanmıştır. Bu ilke, çevrenin korunması amacının, tüm politika, plan, mevzuat ve faaliyetlerde dikkate alınması ve bunlarla entegre edilmesi, bütünleştirilmesi anlamına gelmektedir. Bu ilkenin önemi ve gerekliliği, Beş Yıllık Kalkınma Planları’nda ve Türkiye’ye yönelik ilerleme raporlarında sürekli vurgulanmıştır. 



--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


5199 HAYVANLARI KORUMA KANUNU

Hayvanların sahiplenilmesi ve bakımı
MADDE 5
- Bir hayvanı, bakımının gerektirdiği yaygın eğitim programına katılarak sahiplenen veya ona bakan kişi, hayvanı barındırmak, hayvanın türüne ve üreme yöntemine uygun olan etolojik ihtiyaçlarını temin etmek, sağlığına dikkat etmek, insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdür.


-Hayvan sahipleri, sahip oldukları hayvanlardan kaynaklanan çevre kirliliğini ve insanlara verilebilecek zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirleri almakla yükümlü olup; zamanında ve yeterli seviyede tedbir alınmamasından kaynaklanan zararları tazmin etmek zorundadırlar.

Hayvanların kesimi
MADDE 12.
-
- Hayvanların kesilmesi; dini kuralların gerektirdiği özel koşullar dikkate alınarak hayvanı korkutmadan, ürkütmeden, en az acı verecek şekilde, hijyenik kurallara uyularak  ve usulüne uygun olarak bir anda yapılır. Hayvanların kesiminin ehliyetli kişilerce yapılması sağlanır.


-Dini amaçla kurban kesmek isteyenlerin kurbanlarını dini hükümlere, sağlık şartlarına, çevre temizliğine uygun olarak, hayvana en az acı verecek şekilde bir anda kesimi, kesim yerleri, ehliyetli kesim yapacak kişiler ve ilgili diğer hususlar Bakanlık, kurum ve kuruluşların görüşü alınarak, Diyanet İşleri Başkanlığının bağlı olduğu Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. 
Hayvanların öldürülmesi


MADDE 13
- Kanunî istisnalar ile tıbbî ve bilimsel gerekçeler ve gıda amaçlı olmayan, insan ve çevre sağlığına yönelen önlenemez tehditler bulunan acil durumlar dışında yavrulama, gebelik ve süt anneliği dönemlerinde hayvanlar öldürülemez.


-Öldürme işleminden sorumlu kişi ve kuruluşlar, hayvanın kesin olarak öldüğünden emin olunduktan sonra, hayvanın ölüsünü usulüne uygun olarak bertaraf etmek veya ettirmekle yükümlüdürler. Öldürme esas ve usulleri Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Yasaklar
MADDE 14
. - Hayvanlarla ilgili yasaklar şunlardır:


a) Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, acımasız ve zalimce işlem yapmak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek.

e) Hayvanların kesin olarak öldüğü anlaşılmadan, vücutlarına müdahalelerde bulunmak.     
.
ı) Hayvanları hasta, gebelik süresinin 2/3’ünü tamamlamış gebe ve yeni ana iken çalıştırmak, uygun olmayan koşullarda barındırmak.  

l) Pitbull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak; takas etmek, sergilemek ve hediye etmek.

Cezalar:
Madde28
:
b) 5 inci maddenin birinci, ikinci, üçüncü ve altıncı fıkralarında öngörülen hayvanların sahiplenilmesi ve bakımı ile ilgili yasaklara ve yükümlülüklere uymayan ve alınması gereken önlemleri almayanlara hayvan başına ellimilyon lira, yedinci fıkrasında öngörülen yükümlülük ve yasaklara uymayanlara  hayvan başına yüzellimilyon lira idarî para cezası.
ı) 12 nci maddenin birinci fıkrasına aykırı hareket edenlere hayvan başına beşyüzmilyon lira; ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere hayvan başına birmilyarikiyüzellimilyon lira idarî para cezası.
j) 13 üncü madde hükümlerine aykırı davrananlara, öldürülen hayvan başına beşyüzmilyon lira idarî para cezası, aykırı davranışların işletmelerce gösterilmesi halinde öldürülen hayvan başınabirmilyarikiyüzellimilyon lira idarî para cezası.
k) 14 üncü maddenin (a), (b), (c), (d), (e), (g), (h), (ı), (j) ve (k) bentlerine aykırı davrananlara ikiyüzellimilyon lira idarî para cezası; (f) ve (l) bentlerine aykırı davrananlara hayvan başınaikimilyarbeşyüzmilyon lira idarî para cezası verilir, kesilmiş ve canlı hayvanlara el konulur.

2872 SAYILI ÇEVRE KANUNU:
Kirletme yasağı:

Madde 8
- Her türlü atik ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde
belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alici
ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak
yasaktır.


-Kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililer kirlenmeyi önlemekle; kirlenmenin
meydana geldiği hallerde kirleten, kirlenmeyi durdurmak, kirlenmenin etkilerini gidermek
veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdürler.

Zararlı kimyasal maddeler
Madde 13 
- Havada, suda veya toprakta kalıcı özellik gösteren ve ekolojik dengeyi bozan
kimyasal maddelerin üretim, ithal, tasıma, depolama ve kullanımında çevre korunması
esasları dikkate alınır. Bu tür maddelerin üretim, ithal, tasıma, depolama ve kullanımına
ilişkin sınırlamalar yönetmelikle belirlenir.

5237 TÜRK CEZA KANUNU
MADDE 181.
-
(1) İlgili kanunlarla belirlenen teknik usullere
aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkları
toprağa, suya veya havaya kasten veren kişi, altı aydan iki yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Atık veya artıkları izinsiz olarak ülkeye sokan kişi, bir yıldan
üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Atık veya artıkların toprakta, suda veya havada kalıcı özellik
göstermesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza iki
katı kadar artırılır.
(4) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan fiillerin, insan veya
hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına,
üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal
özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıklarla ilgili olarak işlenmesi hâlinde, beş yıldan az
olmamak üzere hapis cezasına ve bin güne kadar adlî para
cezasına hükmolunur.
(5) Bu maddenin iki, üç ve dördüncü fıkrasındaki fiillerden dolayı
tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.

Çevrenin taksirle kirletilmesi
MADDE 182. -

(1) Çevreye zarar verecek
şekilde, atık veya artıkların toprağa, suya
veya havaya verilmesine taksirle neden olan
kişi, adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu atık
veya artıkların, toprakta, suda veya havada
kalıcı etki bırakması hâlinde, iki aydan bir
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) İnsan veya hayvanlar açısından tedavisi
zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme
yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya
bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye
neden olabilecek niteliklere sahip olan atık
veya artıkların toprağa, suya veya havaya
taksirle verilmesine neden olan kişi, bir
yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çevre Hukuku Temel İlkeleri

Çevre Hukukunun Temel İlkeleri Sürdürülebilir kalkınma, ihtiyat ilkesi, kirleten öder ilkesi, entegrasyon ilkesi, önleme ilkesi ve katılım ilkesi çevre hukukunun temel ilkelerini oluşturmaktadır. Çevre hukukuna temel oluşturan bu ilkeler, çevre hukukunun bağımsız bir dal olarak gelişmesinde ve kendine özgü bir karakter kazanmasında önemli bir rol üstelenmektedir. Bu ilkeler, bir bütünlük ilişkisi içinde yer almakta olup birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Bu ilkeler, gerek ulusal gerek bölgesel gerekse de uluslar arası birçok metne yansıtılmıştır. Çevrenin korunmasını konu edinen yasaların hazırlanması sürecinde bu ilkelerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu ilkeler ayrıca, yargı organları dahil olmak üzere tüm kamu makamları için bir kılavuz işlevi görmektedir.  1. Sürdürülebilir Kalkınma Çevre ve doğayla barışık bir kalkınma modelini öngören sürdürülebilir kalkınma, geleneksel kalkınma yöntemlerinin doğa ve çevre üstünde yarattığı tahribata bir tepki olarak o...

Türkiye'nin Toplumsal Yapısı - Cağlar Keyder Türkiye’de Devlet ve Sınıflar (KİTAP ÖZETİ)

 Finalde 3. Bölümden Jön Türklerden itibaren işlemeye başladı. Kitabin sonuna kadar. 8. bölüm (krizin dinamiği) dahil değil. Türkiye’de Devlet ve Sınıflar (İletişim: 1989) İçindekiler Birinci Bölüm: Kapitalizm Gelmeden Önce İkinci Bölüm: Periferileşme Süreci Üçüncü Bölüm: Jön Türkler Dördüncü Bölüm: Kayıp Burjuvazi Aranıyor Beşinci Bölüm: Devlet ve Sermaye Altıncı Bölüm: Popülizm ve Demokrasi Yedinci Bölüm: İthal İkameci Sanayileşmenin Ekonomi Politiği Sekizinci Bölüm: Krizin Dinamiği Dokuzuncu Bölüm: Burjuva İdeolojisi Neden Yükselemedi? Onuncu Bölüm: Sonuç Yerine Kitap Türk toplumunun tarihsel gelişimini irdeleyerek bazı makro-sosyolojik soruları aydınlatmayı amaçlayan bir çalışma. Yazar, Osmanlı/Türk tarihini periferileşme literatürü çerçevesinde incelemeyi ve Türk tarihini az gelişmişlik teorileri doğrultusunda analiz etmeyi vaat ediyor. Türkiye’de toplumsal yapıyı belirleyen iki ayırt edici özellik var. Birincisi tarımsal yapıda büyük t...

Uluslararası Örgütler - Sınav Soruları ve Ders Notları

Burada yazanlar hocanın derste bahsettiği konu başlıkları ve sınavda çıkan sorular ve soruların geldiği konular. Çalışırken buradakilerin özet bilgi olduğunu unutmayın başlıkları kitaptan tekrar okursanız sizin için daha faydalı olur. Burada yazanlar hocanın derste anlattığı ders notlarıdır.  Kırmızı ile yazdıklarım sınav soruları. --------------------------- Birleşmiş Milletlerin Organları: 1- Genel Kurul: -BM nin 6 kurulunun en önemlisidir. -Dünya forumu olarak görülür, devletler burada gündem konularını tartışabildiklerinden böyle denişmiştir. -BM anlaşmasının belirsiz bıraktığı konularda karar verir. -Coğrafi dağılıma göre temsil edildiği bir yapı oluşturur. -Kararlarının bağlayıcılığı yok. Kararları daha çok tavsiye niteliğindedir. -Güvenlik konseyinin aldığı kararla ilgili  Genel Kurul  tavsiye veremez. -Araştrıma, tetkik, raporlama yapabiliyor. -BM faaliyetlerinin gözetim ve denetimini yapıyor. -Bütçeyi hazırlıyor. -BM ye kimin y...